4 Şubat 2017 Cumartesi
ikinci kişi
İnsanın ölmek için bile bir ikinci kişiye ihtiyacı var, en azından ardından üzülecek yasını tutacak birisine...
Bu yüzden yalnızlık iyi değildir, iyi olduğunu söyleyenler de yalancıdır. Yalnızlığın nesi iyi olsun ki...
İkinci kişidir bir insanın hayatına anlam katan, yozlaşmaktan kurtaran. Tek kişi sessizdir, kimsesizdir, sıcakta bile üşür, soğukta zaten donar..!
İkinci kişileri yormamak lazım, üzmemek lazım, kırmamak lazım. İkinci kişinin kim olduğu çok önemli değil, bazen bir anne, baba, kardeş, sıkı bir dost veya sevgili, eş ama mutlaka olmalı insanın hayatında...
İkinci kişilerdir hayata anlam katan...
Anlamsız bir hayatı yaşamak ne gibi bir artı katar insana, oysa anlamsız bulduğun bir çok şeye anlam katacak olan ikinci kişidir, bazen bir nefes, bazen bir gülüş, bazen bir bakış.
Artıları, eksileri, varları, yokları topluyorum bir araya, valizim dolu anlayacağınız, bir kalem, bir not kağıdı kalır bazen dışarıda, onu da karalayıp doldurmaktır vazifem, onu doldurmak için bile ikinci kişiye ihtiyaç duyarım. İkinci kişiyle çarpışır düşüncelerim, hayallerim, umutlarım, yarınlarım, iyi ki varsın derim...
1 Şubat 2017 Çarşamba
Hazımsızlık
Bazen öyle anlar gelir ki, dünyadan nefret edersin, nefret etmenin bile ötesine geçmek istediğin anlar olur.
Her insanın içinde bir yaşama sevinci vardır, olmasa bu kadar bağlanır mıydık, sonunun ne olacağını bilmediğimiz yaşam yolculuğuna. Kimi zaman çok sabırlı olsak da, çoğu zaman o sabırdan tek bir bukle bile kalmayabiliyor...
Evrenin türlü oyunlarına maruz kalan bizler, evrenin kurulduğu günden bu yana çeşitli sıkıntılara, belki de bazılarımıza göre, işkencelere maruz kalıyoruz...
Doğrudur, insan olmak mücadeleyi gerektiriyor veya öyle olduğunu düşünmemizi sağlıyor hayat ama nereye kadar? Tahammül sınırlarınızın sonuna geldiğini düşündüğünüz anlarda, sığınacak, umut edecek bir şeyler bulmalıyız, bulmalıyız ki, yaşama tutuna bilelim...
Hayatı kolay olanlardan değilim veya olamadım, olmak ister miydim, sanırım olmak isterdim..!
Sürekli mücadele etmek, geleceği daha güzelleştirmek, iyi anlar yaşamak için verilen mücadelenin bir ödülü olmalı insana. Eğer o ödüle ulaşamıyor veya boş verin ödülü en azından mücadele etmenin bir karşılığı olmasını bekliyorsan, bir şeyler güzel olmalı arada bir olsa da...
Yorgunluğun üzerine içilebilen demli bir bardak çay bile insana iyi gelebilirken, onu da bulamıyorsan verdiğin mücadele sonunda, sorun çoğalarak büyüyor.
Yaşananların birikimi, hazımsız bir mide gibi rahatsız ediyor insanı. Keşke hayatın da bir sodası olsaydı da içip rahatlasak..!
Bir makinist olsaydık veya bir kaptan ve işimizi çok iyi bilmemize rağmen, birikimlerimize rağmen, istediğimiz yere ulaşamasaydık, zor gelmez miydi? Gelirdi elbet, gelmez diyen yalan olur...
Şimdi gecenin bir yarısında, başlayacak günün sancılarını yaşarken ruhum ve bedenim, karşılığını alamadığın çalışmaların hazımsızlığıyla kıvranıp duruyor...
Kim bilir güneşin ilk ışınlarıyla nasıl sorunlar kucaklayacak beni, sarıp sarmalayacak...
...
Her insanın içinde bir yaşama sevinci vardır, olmasa bu kadar bağlanır mıydık, sonunun ne olacağını bilmediğimiz yaşam yolculuğuna. Kimi zaman çok sabırlı olsak da, çoğu zaman o sabırdan tek bir bukle bile kalmayabiliyor...
Evrenin türlü oyunlarına maruz kalan bizler, evrenin kurulduğu günden bu yana çeşitli sıkıntılara, belki de bazılarımıza göre, işkencelere maruz kalıyoruz...
Doğrudur, insan olmak mücadeleyi gerektiriyor veya öyle olduğunu düşünmemizi sağlıyor hayat ama nereye kadar? Tahammül sınırlarınızın sonuna geldiğini düşündüğünüz anlarda, sığınacak, umut edecek bir şeyler bulmalıyız, bulmalıyız ki, yaşama tutuna bilelim...
Hayatı kolay olanlardan değilim veya olamadım, olmak ister miydim, sanırım olmak isterdim..!
Sürekli mücadele etmek, geleceği daha güzelleştirmek, iyi anlar yaşamak için verilen mücadelenin bir ödülü olmalı insana. Eğer o ödüle ulaşamıyor veya boş verin ödülü en azından mücadele etmenin bir karşılığı olmasını bekliyorsan, bir şeyler güzel olmalı arada bir olsa da...
Yorgunluğun üzerine içilebilen demli bir bardak çay bile insana iyi gelebilirken, onu da bulamıyorsan verdiğin mücadele sonunda, sorun çoğalarak büyüyor.
Yaşananların birikimi, hazımsız bir mide gibi rahatsız ediyor insanı. Keşke hayatın da bir sodası olsaydı da içip rahatlasak..!
Bir makinist olsaydık veya bir kaptan ve işimizi çok iyi bilmemize rağmen, birikimlerimize rağmen, istediğimiz yere ulaşamasaydık, zor gelmez miydi? Gelirdi elbet, gelmez diyen yalan olur...
Şimdi gecenin bir yarısında, başlayacak günün sancılarını yaşarken ruhum ve bedenim, karşılığını alamadığın çalışmaların hazımsızlığıyla kıvranıp duruyor...
Kim bilir güneşin ilk ışınlarıyla nasıl sorunlar kucaklayacak beni, sarıp sarmalayacak...
...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Özgürlük
Önce kocaman bir yürek taşıyacak Sonra uğrunda savaşacaksın, Sende yoksa o yürek Boşuna sesini yükseltip bağırmayacaksın! Bu yol bildiğin ...

-
Biz, pazar yerlerine hava karardığında giderdik çocukluğumuzda, ben pazarların akşamları kurulduğunu sanırım, çocukluk işte... Annem usulc...
-
Beyaz martıyı beklerken, siyah kargayla dertleşmekten sakınmam... Hepimiz yaşarız bazen bu tür duyguları, şöyle deniz kenarına ineyim, ma...