Beğendiklerim





Robert Mitchum, şimdiye kadar yaşamış en büyük aktörlerden biriydi...

Robert Mitchum, (tam adı: Robert Charles Durman Mitchum), (d. 6 Ağustos 1917, Connecticut – ö. 1 Temmuz 1997, Santa Barbara), ABD'li oyuncu ve şarkıcı.
Çocuk yaşta babasını kaybeden Mitchum, henüz küçükken yaptığı yaramazlıklar ve kavgalar nedeniyle 12 yaşındayken dedesinin yanına gönderilmiş, kısa süre sonra da okuldan uzaklaştırılmıştı. Annesinin yanından ayrılarak Amerika'yı gezmeye başlayan sanatçı, çeşitli işlerde çalıştı. Başını derde sokmayı sürdürerek cezaevine girip çıktı. Evine geri döndüğü zaman fırtınalı yaşamı sakinleşmeye başlamştı.

Daha sonradan eşi olacak olan Dorothy Spence ile bu dönemde tanıştı. Garsonluk ve oyunculuk yapan ablasının da yardımıyla tiyatroya adım attı. Girdiği topluluğun sahnelediği oyunların yazarlığını yapmaya başladı. Birkaç sinema filminde küçük rollerde oynadı.

Oyun yazarlığının yanı sıra, şiir ve şarkı sözleri de yazan Robert Mitchum, büyük bir Amerikan silah şirketine makine ustası olarak girdiyse de oyuncu olmanın etkisinden kurtulamayarak yeniden sinemaya döndü. Western tarzı filmlerde oynadı. 1946 yılından itibaren Kara film denen türe geçerek, bu alandaki filmlerle bir anılır oldu. Mitchum, belgesel filmlerde de rol aldı.

Filmlerdeki rollerinde kendi şarkılarını seslendirdi. 1967 yılında bir Country albüm çıkardı. 1946 yılında Akademi Ödülü 1960 yılında da BAFTA ödülü adaylığı elde etti. Clark Gable ve Marilyn Monroe gibi isimlerle filmlerde rol paylaştı. Sanatçı, akciğer kanseri ve anfizem nedeniyle yaşamını yitirdi.




Rol aldığı filmleri...
Hoppy Serves a Writ (1943)
The Human Comedy (1943)
Aerial Gunner (1943)
Border Patrol (1943)
Follow the Band (1943)
Leather Burners (1943)
Colt Comrades (1943)
We've Never Been Licked (1943)
Lone Star Trail (1943)
Beyond the Last Frontier (1943)
Corvette K-225 (1943)
Bar 20 (1943)
Doughboys in Ireland (1943)
False Colors (1943)
Minesweeper (1943)
The Dancing Masters (1943)
Cry Havoc (1943)
Riders of the Deadline (1943)
Gung Ho! (1943)
Johnny Doesn't Live Here Any More (1944)
Mr. Winkle Goes to War (1944)
When Strangers Marry (1944)
Girl Rush (1944)
Thirty Seconds over Tokyo (1944)
Nevada (1944)
The Story of G.I. Joe (1945)
West of the Pecos (1945)
Till the End of Time (1946)
Undercurrent (1946)
The Locket (1946)
Pursued (1947)
Crossfire (1947)
Desire Me (1947)
Out of the Past (1947)
Rachel and the Stranger (1948)
Blood on the Moon (1948)
The Red Pony (1949)
The Big Steal (1949)
Holiday Affair (1949)
Where Danger Lives (1950)
My Forbidden Past (1951)
His Kind of Woman (1951)
The Racket (1951)
Macao (1952)
One Minute to Zero (1952)
The Lusty Men (1952)
Angel Face (1952)
White Witch Doctor (1953)
Second Chance (1953)
She Couldn't Say No (1954)
River of No Return (1954)
Track of the Cat (1954)
Not as a Stranger (1955)
The Night of the Hunter (1955)
Man with the Gun (1955)
Foreign Intrigue (1956)
Bandido (1956)
Heaven Knows, Mr. Allison (1957)
Fire Down Below (1957)
The Enemy Below (1957)
Thunder Road (1958)
The Hunters (1958)
The Angry Hills (1959)
The Wonderful Country (1959)
Home from the Hill (1960)
A Terrible Beauty (1960)
The Sundowners (1960)
The Grass Is Greener (1960)
The Last Time I Saw Archie (1961)
Cape Fear (1962)
The Longest Day (1962)
Two for the Seesaw (1962)
The List of Adrian Messenger (1963)
Rampage (1963 film)
Man in the Middle (1963)
What a Way to Go! (1964)
Ride The Wild Surf (1964)
Mister Moses (1965)
El Dorado (1966)
The Way West (1967)
Villa Rides (1968)
Anzio (1968)
5 Card Stud (1968)
Secret Ceremony (1968)
Young Billy Young (1969)
The Good Guys and the Bad Guys (1969)
İrlanda'lı Kız (1970)
Going Home (1971)
The Wrath of God (1972)
The Friends of Eddie Coyle (1973)
The Yakuza (1974)
Farewell, My Lovely (1975)
Midway (1976)
Son Patron (1976)
The Amsterdam Kill (1977)
The Big Sleep (1978)
Matilda (1978)
Breakthrough (1979)
Agency (1980)
Nightkill (1980)
That Championship Season (1982)
One Shoe Makes It Murder (1982) (TV)
The Ambassador (1984)
A Killer In the Family (1983) (TV)
Maria'nın AŞıkları (film)|Maria'nın Aşıkları (1984)
Remembering Marilyn (1987)
Mr. North (1988)
Benim Gecem (1988)
John Huston: The Man, the Movies, the Maverick (1989)
Midnight Ride (1990)
Supposedly Dangerous (1990)
Korku Burnu (1991)
The Seven Deadly Sins (1992)
Kadınca Arzular (1993)
Tombstone (1993)
Backfire! (1995)
Dead Man (1995)
Waiting for Sunset (1995)
Wild Bill: Hollywood Maverick (1996)




    HINCAL ULUÇ







    1 Kasım 1939'da Kilis'te dünyaya geldi.

    Hıncal, üç yaşına kadar anneanne ve teyzesi tarafından büyütülür. Sebebi ise subay olan babasının o doğduğunda İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman tanklarının manevra yaptığı Bulgar sınırında görevli olmasıdır. Sonrasında Fuat Uluç Çaldıran'a tayin olduğunda küçük Hıncal da ailesine kavuşur. Ardından tayinler durmaksızın gerçekleşecektir. Van'da o meşhur Van zelzelesini yaşar Uluç ailesi. Daha sonra gidilen Bandırma'da Hıncal da ilkokula başlar. İki ayrı okulda ilk üç sınıfı okur. Bandırma'dan sonra 1950'de tekrar Kilis'e (Hıncal ilkokulu burada Kemaliye İlkokulu'nda bitirir) tayin olur Fuat Uluç.



    1952'de Antakya, 1955'te de Ankara (Ortaokula Antakya'da başlayan Hıncal, geri kalan eğitimini de Ankara Kurtuluş Lisesi'nde tamamlar) vardır sırada. Çok mutlu bir ailede büyüyen Hıncal Uluç, 1980'e kadar burada kalacaktır. Annesi doktor, babası mühendis olmasını isterken Uluç'un kendisi de avukat olmak istemektedir. Ama ne olursa olsun İngilizce'yi öğrenme hevesi yüzünden İstanbul Edebiyat Fakültesi'ne gelir. Bir sömestr sonunda tekrar Ankara'ya döner. Bir sene sonra da Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni kazanır.

    Bu arada Demokrat Parti'den ayrılmış bir grubun kurduğu Hürriyet Partisi, Yenigün adıyla bir yayın organı kurmuş, başına da Cihat Baban'ı getirmiştir. Mehmet Ali Kışlalı da gazetenin spor müdürüdür: "Bir gün gazetenin yazı işleri kadrosu Cihat Bey'e isyan etmiş. Cihat Bey de reste meydan bırakmayınca hepsi bırakıp gitmiş. M. Ali abiyle (Kışlalı) Cihat Baban kalmış gazetede sadece. Cihat Baban da M. Ali abiye 'çıkart gazeteyi' deyince o da hemen haber gönderiyor abime, bana ve kardeşine (Ahmet Taner Kışlalı)." Hıncal Uluç henüz 17 yaşındadır. 


    Sıkıyönetim gereği altı sayfa çıkan gazetenin spor sayfası bu genç delikanlıya emanet edilir: "İstediğin her kapı sana açık. En büyük yıldızla, sporcuyla konuşacağım diyorsun konuşuyorsun. Ve bunların hepsi de sana 'buyur' diyor, beyefendi muamelesi yapıyorlar. Şimdi böyle bir meslek insanı büyülemez mi? Siyasal Bilgiler'in isimsiz bir öğrencisi iken birdenbire Türkiye'nin en elit bin adamından biri haline geliyorsun. Siyasal Bilgiler'i bitireceksin de, kaymakam olacaksın da, 60 yaşında vali olup emekli olacaksın... 17 yaşında herşeysin zaten."


    Uluç, böylece gazeteciliğe adım atar; Oktay Kurtböke, Güneş Tecelli, Başkurt Okaygün, Kurthan Fişek, Güngör Sayarı, Ercan Tan gibi isimlerle beraber çalışır. Bu arada askere gitmemek için üniversiteyi geç bitirmeye karar verir. Ancak serde iyi öğrencilik olduğundan üç senede üç sınıf bitirip son sınıfa gelir. Tek çare rapor alarak okulu uzatmaktır: "Tanıdık bir ruh doktoruna gittim. 


    İleride kariyer açısından etkileyici olur diye entellektüel sürmenaj hastalığı yazdı rapora. En tehlikesizidir diye bunu yazarlardı doktorlar." Raporu alan Uluç, okulunu bitirmiyor diye annesinin ağladığını görünce kararını değiştirir ve 1964'te Kutlu Aktaş, Burhan Özfatura gibi arkadaşlarıyla beraber mezun olarak diplomasını alır.


    Bir yıl sonra da Mamak Muhabere Okulu'nda Büyükelçi Yalçın Oral, Devlet Tiyatroları eski Genel Müdürü Bozkurt Kuruç, Galatasaray başkanlarından Saim Gogen'in oğlu Fethi (daha sonra eniştesi olacaktır) gibi arkadaşlarıyla beraber iki yıl askerlik yapar: "Askerlik dönemim benim en mutlu dönemimdir."
    1960'lara bir daha dönelim. 27 Mayıs İhtilali, onun gazetecilik yaptığı bu ilk yıllarda gelir dayanır kapıya. Uluç ihtilalin tam ortasındadır: "Baştan sona ihtilalin içinde idik. Onları anlatsam kitap olur. 


    Fikir olarak da, eylem olarak da ihtilalin içindeydik. Bütün o ıslık çalanların başındaydık, 'Olur mu böyle olur mu?' diye gazeteyi bırakıp Kızılay'da yürüyüşlere katılırdık."
    Uluç, bu dönemlerde yazdığı yazılardan hukukçu ve mülkiyeli oluşu sebebiyle hiç bir ceza almaz: "Aslında gazetecilik zamanları böyle zamanlardır. 


    Meslek yaşamımın büyük bölümü sıkıyönetimlerle ve yayın yasakları ile geçti. İlk önceleri neyin yasaklandığı açık açık yazardı. Sonra askerler biraz daha uyanık yayın yasağı koymaya başladılar. Soyut tanımlamalar yaptılar. Böylece kendi kendini sansür etmeye başladın. Şunu da söyleyeyim Türkiye'de herkesin anladığı anlamda bir basın özgürlüğü olsa idi eğer, ben bu kadar iyi gazeteci olamazdım."









    Özgürlük

      Önce kocaman bir yürek taşıyacak Sonra uğrunda savaşacaksın, Sende yoksa o yürek Boşuna sesini yükseltip bağırmayacaksın! Bu yol bildiğin ...