Şans her zaman takıldığım, takılmakla kalmayıp üzerinde düşündüğüm bir konu, ne zaman şanstan bahsetsem aklıma şanssızlıklarım gelir...
Şanslı olmalı insan ama biraz da şansını ortaya çıkarmak için çalışmalı. Çalışmak başarılı olmayı gerektirir diye düşünmeyin, bazı başarısızlıklar da başarı sayılabilir...
Ben sarhoş olmam diyenlere inanır mısınız? Herkes yeteri kadar içtiğinde sarhoş olmaktan kurtulamaz. O yüzden ben sarhoş olmam diyenlere içimden ya gülerim, ya da bir güzel kalayı basarım...
Ben şanslıyım diyenler için bunu yapamam mesela, çünkü gerçekten de şanslı olabilir bir insan, nasıl ki şanssız olmaktan dem vuruyorsak, şanslı olmaktan sıkılanlar bile olabilir hayatta. Bizim karşımıza çıkmış mıdır, çıkacak mıdır onu bilemeyiz ama bana inanın, sizin şanssız olduğunuz kadar, şanslı olmayı başaranlar da vardır...
Şansı nasıl kendimiz yaratırız peki? Bunun için bir kaç dil bilmek, bir kaç fakülte bitirmek etkili olabilir mi? İyi bir evlilik, iyi bir iş, iyi bir gelir bunlar hep şanslı olmakla mı alakalıdır? Veya daha basit bir soru soralım kendimize, aslında şans dediğimiz şey nasıl bir şeydir?
Belki de ilk önce bunun tanımlamasını yapmalıyız, bunun cevabını bulduğumuzda kapının anahtarı elimizde diyebiliriz, işte o zaman açın kapıyı ve girin içeriye, şans kapınız açıldı demektir...
Yani şans dediğimiz şey aslında aklımızda saklı, içimizde bizimle yaşıyor ve yaşaması gerekiyor. İyiliği çağıralım her zaman iyilikler bizi bulsun, şansı çağıralım, şans bizimle olsun.
İlk yapmanız gereken, her gün kendinize ne kadar da şanslıyım, iyi bir eşim var, iyi bir işim var v.s telkinlerde bulunalım, kim bilir belki de size iyi gelecektir...
Bana mı?
Ben iflah olmam, sokayım şansıma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder