Nasıl bir yaşam ve anlayış tarzıdır anlamıyorum!
Düşünün bakalım, paylaşımlarınızı, sohbetlerinizi, güldüklerinizi, ağladıklarınızı, haksız mıyım?
Düşünün bakalım, paylaşımlarınızı, sohbetlerinizi, güldüklerinizi, ağladıklarınızı, haksız mıyım?
Eskiden dostluklar vardı, sıcacık ve samimice, ince belli bardaklardan yudumlanan çay sohbetlerini. Bu sohbetlerde, samimice paylaşılırdı dertler, tasalar, kaygılar ve daha birçok şey. Memleket meseleleri bile, bu sohbetlerde masaya yatırılır, çözüm aranırdı, eş dost, hısım, akraba kim varsa o an yanınızda, her şey konuşulurdu, tartışılırdı. Gerçi, hep büyüklerin dediği olurdu veya öyle olduğu kabul edilirdi ama olsun, sonuçta ciddi bir karşılıklı paylaşım söz konusuydu.
O zamanlar böyle, birçok insanın mutsuz olduğu bir ortam veya dünya da yoktu! Samimiyetle dinlenirdi karşınızda yer alan insanın anlattıkları, kafanızda o insan için çözümler üretirdiniz, çıkış yolları arardınız, konu komşu birleşirdi, birlikte dert ortağı olunurdu yani, derdine çare olmak vardı düşüncelerde.
Bugünlerde önce kendime bakıyorum aynada, sonra yakınlarımda olanlara, hayattan keyif almaz bir yanımız var, bunun yanında mutlu olunamaz gibi bir saplantı içerisinde toplumun çoğunluğu. Sanki birileri bizi, buna inandırmış veya sihirli bir değnekle dokunuvermiş.
Kiminle iki çift laf etmeye kalksan, mutsuz şeylerden bahsediyor, huzursuzluktan bahsediyor, ekonomik nedenleri bu yazdıklarıma katmıyorum bile. Durum böyle olunca da, insan önce kendini sorguluyor, sonra en yakınında yaşayanları. Ne oldu veya neler oldu? Ne yaptılar bize?
Bizler değil miyiz, sürekli güler yüzlü ve misafirperver yanımızla, insanlığımızla ön plana çıkartılan? Turizm çalışmalarında bile, bu yönümüzle her zaman bir adım önde olan bizler, acaba diyorum, kendimizi mi, kandırıyoruz?
Kiminle iki çift laf etmeye kalksan, mutsuz şeylerden bahsediyor, huzursuzluktan bahsediyor, ekonomik nedenleri bu yazdıklarıma katmıyorum bile. Durum böyle olunca da, insan önce kendini sorguluyor, sonra en yakınında yaşayanları. Ne oldu veya neler oldu? Ne yaptılar bize?
Bizler değil miyiz, sürekli güler yüzlü ve misafirperver yanımızla, insanlığımızla ön plana çıkartılan? Turizm çalışmalarında bile, bu yönümüzle her zaman bir adım önde olan bizler, acaba diyorum, kendimizi mi, kandırıyoruz?
Yani aslında mutsuzken, huzursuzken, yabancılara karşı iyi görünmek ve mutluluk pozları vermek gibi bir genetik özelliğe mi, sahibiz? Peki, bizden birisi değil mi, ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol, diye nasihatte bulunan?
Kendimize karşı bile bir samimiyetsizlik midir, bu yaşananlar?Ozan Muhammet CANDAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder